Pazar

Beton

Paspas gibi simsiyah bulutlar.

Gökyüzünün kapısını kilitliyorlar.


-ano-

Yerkürenin kabuklaşan teni,
Beton,
Dünyanın saçlarıyla düelloya girdi.
Toprak yok,
Sadece ölümüne ramak kalmış geceyle gündüzün kalp ritmi.

Bir kadın kent mazgallarından arp yapıyor. 


Gezegenin çocukluk fotoğrafları,

Mavi, yeşil ve yanıp tutuşan kaya tozları.

Alevi besle,

Bir adam bakır kızılı gökyüzüne baltasıyla vuruyor.

Kâinat denilen çadırın tam ortasında

Çürümüş ağaç dallarına kurulan diken telli salıncaklar,

Ve Yeraltında uluyan solucanlar var.

Toprak yok,

ve insan dediğin binbir başlı hayvan-

ve ölümden başka hiçbir miras bırakmayan-

ve kuru otların arasından sivrilen mermer taşları-

ve hâlâ vakit olduğu için, içi toprakla doldurulan.

Alevi besle,

Güneşin Albino kardeşi: Ay

Perdenin arkasından yüzünü gösteriyor.


-mono-
Işık,
Ateş,
Silah,
Çığlık,  

Binlerce kemirgen ellerden binlerce imza, toprağın yüzünü neşterle parçalayıp mayın döşüyor.
-efsunlu bir ses,
-kafesli bir sis,
-görünmez bir kahin; 
Acıdan sersemleşen sürüngenlerin dilleri artık koku almıyor.
Ama güneşin köpüren yüzü,
Ve umut var hâlâ,
Öldürmek için tüm kötü ruhları
Gökyüzünden aşağı giyotini salladığında:

Anahtar paspasın altında. Unutma.


Sevim Demiröz