Pazar

yalanların ıslığı



bu bir.

sütunların içinde uyuyan bebeklerin rüyalarını biriktiriyorum (etek uçlarıma)

susmaların gölgesi,

çok sesli.

hiçbir karanlık bu kadar kalabalık olmamalı halbuki.

yalanların ıslığı dudakları acıtmıyor.

kulaklarım yorgun.

eteklerimdeki taşlar,

sütunlar,

kayıp ruhlar ve bu ağır senfoni-

kimse böyle olmasını istemezdi bu rüyaları buraya kim koydu?

başa sarıyorum.

bu iki.
.
.
.

sütunları sayıyorum.

sütunların içinde uyuyan bebeklerin rüyalarını etek uçlarıma tutuşturuyorum.

yürürken;

kimin gölgesine bastığımı bilmeden,

kulaklarımı kapatıyorum.

bu üç.

süzülüş gibi gerçeğin içinde kendi kanatlarımın tüylerini koparmaktan hiç şikayet etmeden,

yeniden,

yeniden,

ve yeniden

sayfayı çeviriyorum.
.
.
.
bir dörtlüğün astarına yüzümü sürmenin kalem ucu acısı.

hiç.

şikayet.

etmeden.

yeniden.

beş, altı, yedi.

hiçbir karanlık bu kadar kalabalık olmamalı halbuki.





Sevim Demiröz